Sayfalar

30 Aralık 2010 Perşembe

Yeni yıla girerken....

2010 yılı güzeldi benim için.

Mesela benim için en önemli olan şey, 2010 yılında kızımın ilk okul maceralarının başlamasıydı.

Herkes tek yıllar uğursuzdur sevilmez diyor, ama ben 2011 yılının daha iyi olacağı kanaatindeyim nedense.

İçimdeki ses öyle olacağını söylüyor sadece...Ya da beklentilerim içimdeki sesi o yöne yönlendiriyor...

Öncelikle sağlık ve huzur, daha sonra 2011 de en çok istediğim 2 şey var ki bu ikisi gerçekleşirse (inşallah) ondan sonra yazarım.

2011 yılı herkese önce sağlık , huzur ve mutluluk daha sonra da bol kazanç getirsin....

21 Aralık 2010 Salı

Bunu herkes duyursa keşke bloğundan...

Aşağıdaki yazyı facebook'dan da paylaştım, buradan da paylaşıyorum.Belki bloğunda duyurmak isteyen duyarlı insanlar olabilir....

- Amerika'da litresi 1,00 TL'yi bile bulmuyor...


- Avustralya'da 1,25 TL. 10 kuruşluk bi artış oldu, ...ülke ayaklandı, zam geri alındı, fiyatlar 1,25'e çekildi...

- Dünyanın en pahalı benzinini kullanan ülkelerden biri olan Kıbrıs'ta BİLE motorin 1,90 TL, benzin 2,19 TL.
Bizde 4,00 TL...

- Benzinden KDV alınıyor... Ancak, özel bir ürünmüş gibi bir de Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) alınıyor... - 1,00 TL'lik benzine yaklaşık 3,00 TL vergi ödediğimiz için benzinin litresi 4,00 TL'yi buluyor...

- Bu ülkede "Benzine Zam Gelmesi" demek, arabası olanın artık arabasına binememesi demek değildir. A'dan Z'ye her şeye zam gelmesi demektir. Çünkü her ürünün nakliyesi, dolayısıyla maliyeti artacağından, bu artışın arabası olan-olmayan herkesi etkileyeceği âşikârdır...

Biz hergün sabah 08:00 - ve akşam 19:00 saatlerinde Alem Fm Nihat Sırdar eşliğinde 4'lülerimizi yakarak damat havası melodisiyle DÜNYANIN en pahalı benzinini kullanmamızı KUTLUYORUZ.
Buna kutlama diyoruz çünkü;  bu ülkede birşeyleri protesto etmek, eleştirmek yasak olduğu için.
Sizlerde bloğunuzdan duyurun ki katılım çoğalsın.
Denizli'de katılım artmaya başladı.  

18 Aralık 2010 Cumartesi

Soldan sağa, Çıtır, pıtır, ıtır, kıtır, hatır, katır :))

Cumartesi günü akşam kar yağdı ya, işte bizde dışarıya çıkmadık ve ev keyfi yaptık.
O sırada da bunları yaptık.
Aslında bunları yaparken kitap ayıracı olacağını düşünerek yapıp, saksılarımıza süs olarak sonlandırdık. 
(Katır ismi biraz kaba oldu ama, bulamadık başka uygun bi isim.)



17 Aralık 2010 Cuma

Kar keyfi....



Kar pekmezi.....





Sitenin bahçesinde komşularla yapılan mangalda sucuk ekmek kahvaltı...
Prensesim çok mutlu...








Evimizin arka tarafı...


Evimizin ön tarafı...


11 Aralık 2010 Cumartesi

Karlar düşer....

Kar yağıyor burda.
Lapa lapa hemde ...
Biz şimdi aşağıya iniyoruz kızımla kar topu oynamaya :))

9 Aralık 2010 Perşembe

Tam saatinde yaparız biz herşeyi, geçtiyse saat gerek kalmaz artık onu yapmaya...

Her akşam yemek yedikten sonra hemen başlıyor sormaya;
-Anneeeee uyku saatim geçti miiii?
-Hayır daha değil kızım, biraz daha var.

Uyku saati geldiğinde ise "hadi bakalım uyku saatin geldi" dediğim anda başlıyor oyalanmaya, bizi oyalamaya.
Resim yapmak , meyve yemek , diş fırçalamak , yaklaşık 20 dk. kadar sadece geceliklerin giyilmesi gibi oyalanma bunlar.
Yine geçen gün bu tür oyalamalardan sonra tekrarlanan aynı soru; Anneeeeee şimdi uyku saatim geçti mi?
-Evet kızım çoktaaaan geçti uyku saatin hadi acele et biraz dediğimde aldığım cevap;
-Eeee uyku saatim geçmiş ayytık uyumama geyek yok dimi anne!
-!!!!!!

Tabi bundan sonra anne akıllanır ve uyku saatin geçti cevabını vermez.  :-)
Şimdi aynı soruyu her sorduğunda "hayır tam şu anda uyku saatin annecim" diyorum.

Aşağıda yatmamak için hala vakit kazanmaya çalışan çocuk...




Mim....

Sevgili Devince beni mimlemiş.İşte ben...


1-En sevdiğini kelime:Aşkım.

2-Nefret ettiğiniz kelime: Hayır ben bunu giymiycem!!! (Elif'den bu kelimeleri duymaktan nefret ediyorum.)

3-Ne sizi heyecanlandırır:Yeni bir iş, yeni bir ev...

4-Heyecanınızı ne öldürür: Başkalarının beğenmemesi.

5-En sevdiğiğniz ses: Dalga sesi, yağmur sesi, kuş sesi.

6-Nefret ettiğiniz ses: Dır dır dırrrr.....

7-Hangi mesleği yapmak istemezsiniz: Sağlıkla ilgili herhangi bir iş.(Dr. , hemşire vs.)

8-Hangi doğal yeteneğe sahip olmak istersiniz: Çok iyi Dans etmek, çok iyi bir oyuncu olmak ....

9-Kendiniz olmasaydınız kim olmak isterdiniz: Düşünmedim.

10-Nerede yaşamak isterdiniz:  İzmir.....

11-En önemli kusurunuz: Küstüğüm zaman karşı taraftan yaklaşım olmadığı sürece pas vermem. Hiç sevmiyorum bunu.

12-Size en fazla keyif veren kötü huyunuz: ................

13- Kahramanınız kim: Bi kahramanım yok.

14-En çok kullandığınız kötü kelime:  Araba kullanırken ; Gerizekalıııııııı!

15- Şu anki ruh haliniz:Bu ara kıpır kıpır.

16-Hayat felsefenizi hangi slogan özetler:Çalış çalış çalış , yat yat yat....

17-Mutluluk rüyanız: Artık çalışmayıp çocuklarımla birlikte evimde oturmak.Çünkü çokkkk yoruldum.

18-Sizce mutsuzluğun tanımı: Sağlık problemi ve huzursuzluk...

19-Nasıl ölmek isterdiniz: Bu imkansız ama hiç ölmek istemiyorum.Hatta yaşlanmak bile istemiyorum.Zamanı durduralım ve ben hep bu yaşımda kalayım istiyorum.

20-Öldüğün zaman cennete giderseniz Allahın size ne söylemesini beklersiniz: İyi huylarından dolayı seni Dünya'ya geri gönderiyoruz. :))

7 Aralık 2010 Salı

Motivasyon gecesi yine....

Yine eşimin şirketinin yıllık olağan Motivasyon gecesi...


Yine benim eşimin ablasına diktirdiğim elbise ve kemer... :)

Düz siyah renk bir elbise dikildi ve üzerine ayakkabımın renginde kumaştan obi kemer dikildi.

Bide eşime gravat bulduk.
Zor bulduk bu rengi. İnternetten sipariş verdik biraz ton farkı var ama en uygun bu idi :). 











 

Ev düzenleme..

Burada bahsettiğim kumaşları sonunda diktirdim.
Güneşten artık rengi solmuş koltuklarımın sırt kısmındaki büyük yastıkları bozdum ve İkea'dan aldığım kumaşlarla 50x50 fermuarlı minderler diktirdim ablama.
İçine düz beyaz renk elimde bulunan eski çarşaftan fermuarlı astar diktrdim.
Büyük yastıkların içinde bulunan sünger parçalarını çıkarıp farmuarlı astarın içine geçirdim.Daha sonra dış kumaşları geçirdim.
Renkli oldu.Şimdi sıra alt kısmında ne renk olacağına karar verilemedi daha :)).




Koltukların eski halinin fotoğrafını bulup eklemem lazım. :) Bu şekilde anlaşılmıyor.

Ayrıca ortalıktaki dağınıklık çocuğun birkaç gündür evde olduğunun işaretidir. (Bayramda çekildi resimler.)

23 Kasım 2010 Salı

10 KAsım....

Bişey yazmaya gerek var mı?

Buyrun dinleyin...






Not :Bu 10 Kasım için hazırlayıp yayınlamayı unuttuğum yazı....Bu şiiri geçen yıl ezberlemişti aslında.

Bayram da bitti...

Bayramdan önceki son iş günü serviste eve giderken çok sevinçliydik.
Ohhhhhhhhhhh dedik.Koskoca 8 gün bizi bekliyor diye konuştuk aramızda.

Sonra bi baktık ki bugün biz yine yan yanayız.
Sanki dün ayrılmışız gibi.
Ne çabuk geçti bu tatil anlamadım.
Çok güzeldi....
Tabi son gün Elifcik'i hasta etmemiş olsaydık daha da iyiydi.
Ateşlendi , Dr.'a gittik iğne yedi.
Dün de okulu astı.
O'nun tatil bugün bitti yani...

Bu da köyde ben...... :)


25 Ekim 2010 Pazartesi

Süpriz gün :)

Geçen hafta yazı göndermişler kreşden.
Pazartesi günü sınıf mevcudu kadar çikolata,şeker,gofret vs... gibi herkes istediği birşey göndersin diye.
Aslında benim Elif'in doğum gününde yapıp gelen arkadaşlarına vermesi için yapmayı planladığım şey yetişmediği için Elif'in okul arkadaşlarına hediye olarak gitti bugün.

Küçük sarelle kavanozlarımızı biriktiyorduk lazım olur diye.(Biriktirirkenki amacım aslında tealıghtlık gibi bişey yapmaktıAma sonra mumlar sığmayınca fikir değişti.)
Önce 25 adet bonibon aldık ve kavnozlara koyduk
Renkli hayvan çıktılarını kavanozların kapaklarının üzerine yapıştırdım.
Sonra kırmızı renkte kartona sınıftaki arkadaşlarının isimlerini yazarak kurdela ile bağladım.
Bu kadar.
Zevkliydi :)
Bakalım okulda beğenilecek mi .



8 Ekim 2010 Cuma

hala beynimde.....Sar sar sar makara......

DÜn akşam sürekli dilindeydi bu şarkı.
Yeni öğrenmiş okulda .

 Sar sar sar makara, çöz çöz çöz makara ,
10 kilo(ya) pekmez, yala yala bitmezzzz,
Ayşecik cik cik cik
Fatmacık cık cık cık,
Sen bu o-yun-dan çıkkk.......

Tekrar....

Sar sar sar makara, çöz çöz çöz makara ,

10 kiloya pekmez, yala yala bitmezzzz,
Ayşecik cik cik cik
Fatmacık cık cık cık,
Sen bu o-yun-dan çıkkk.......

Sar sar .............

30 Eylül 2010 Perşembe

Sonunda kutladık....3 gün 3 gece :)

Geçtiğimiz hafta boyunca Elif'in doğum günü hazırlıklarıyla geçti.
Aynı zamanda işler yoğundu.Koşturmacayla 3 tane doğum günü atlattık.

Doğum günü pastasının 2 tanesini arkadaşlarımızla birlikte kendimiz yaptık şeker hamuruyla.İşte malzemeler hazırlıklar  ve ortaya çıkan pastalar....



Bitmiş hali....




Pasta süslerimiz...

Bu da son pasta...





Bir elin parmaklarını tamamladık bu yıl....
İyi ki doğdun canım kızım....İyi varsın kuzummmm.......
Seni çok seviyoruz.....

17 Eylül 2010 Cuma

Ama biz bunu sana uzun zamandır söylüyoruz annecim....


Dün babannesinden alır almaz başladı heyecanlı heyecanlı okulda yaptıklarını anlatmaya.
Anlattıkları aynen şöyle;
İlk önce resim yapmışlar.Ve Elif bir otopark resmi çizmiş.(Bende çok merak ettim nasıl acaba?)
Yaptıkları resimleri panoya asmış öğretmeni hepsinin.
Daha sonra öğretmen ağlamayan çocukların (hala ağlayan çocuklar mevcut) yüzlerini boyamış.Herkes ne resmi istiyorsa onu yaptırmış öğretmenine.
Elif yanağına kırmızı renkte bir kalp yaptırmış.Gece yatana kadar da sildirmedi.
Daha sonra sınıftan ayrılırken oynadıkları oyuncakları ve boyaları toplamak için öğretmenine yardım etmiş.
Öyle söyledi,  şaşırdım.Çünkü biz , söylediklerimizi anlamaya başladığından beri bunu söylüyorduk.
Oyun oynadıktan sonra ve yatarken odasını toplayarak uyumasını söylüyorduk.
Biz söylediğimizde bahaneler uyduruyordu.Başım ağrıyor benim , artık çok yoruldum sen topla diye benim üzerime atıyordu bu görevi.Bunu yapmış olması beni sevindirdi.
Ayrıcaaaa Elif'den dün duyduğum en güzel şey ise şu aşağıdaki olay ;
Gece yatmak için hazırlanırken, sütünü içti, dişlerini fırçaladı, tuvalete çişini yaparken dedi ki "ööyetmenim tuvalet kağıtlayını boşu boşuna haycamayalım çocuklay dedi anne o yüzden az kopay tuvalet kağıdından" dedi.
Oysa ki çok değil, daha bir gün önce tam dolu tuvalet kağıdı rulosunu banyonun ortasına boşaltan sen değilmiydin Elifcik? Daha önceden yine aynı şeyi yaptığında sana biz de söylüyorduk bunları annecim.
Öğretmen söyleyince farklı oluyormuş demekki....
Okulun faydasını görmeye başladık 2 günde....
Mutluyum ....Onun okul maceralarını dinlemek bize zevk veriyor....

T-shirt süsleme...

Sonunda bende yaptım.
Bu ilk deneme...
Fena değil.
Yani bloğa eklemeye değer diye düşünerek ekledim.
Düz beyaz bir t-shıtümün omuz kısmına kare şeklinde kestiğim küçük küçük sarı renk kumaş parçalarını ortasından büzerek diktim.
Omuz kısmında sık sık diktiğim kumaş parçalarını göğüs kısmına doğru biraz daha seyrek olarak diktim.
Bir tane de düz olan bir tacımın üzerine ince ince şerit halinde kestiğim aynı kumaşı elimle asılarak esnettim ve tacın üzerine bağladım.



15 Eylül 2010 Çarşamba

Okulda ilk gün....







Dün okulda ilk günümüzdü.
İlk olarak anneler, öğretmen , öğrenci tanışması yapıldıktan sonra veliler sınıtfan dışarıya alındı.
Ben sınıftan ayrılırken Elif'ten ilk anda tepki yoktu.Arkamı dönüp 5-6 adım attıktan sonra birkaç tane çocuğun ağlamısıyla birlikte Elif!i paçama yapışmış olarak buldum.Ağlayan çocuklar Elif'i de etkiledi.
Neyse ki diğer çocuklarınki kadar şiddetli ve uzun sürmedi.
Okuldan ayrılırken keyfi yerinde olarak ayrıldı.
Tam da bu iş oldu derken, bugün sabah okul yolunda başladı ağlamaya.
Eve gidelim dedi.Geri döndü yoldan.
Pes etmedik gittik yine okula.
Bugün sınıfta hiç kalmadık.Bırakıp direk çıktım.Hiç ağlamadı bile.
Yavaş yavaş olacak sanırım....
Ama bugün hala şiddetli şekilde tepinerek ağlayan bir iki çocuk vardı.
Onları gördükçe kendi halimize sevindim.
Bakalım ilerleyen günlerde bizi neler bekliyor...

13 Eylül 2010 Pazartesi

Yarın okullu olacağız...



Yarın sabah saat 10:00 gibi düşüyoruz okul yoluna.
Artık okula gideceğini geçen haftadan bu yana anlatmaya başladık babasıyla birlikte.
Diyoruz ki; seni deden bırakacak okula, sonra eve gidecek sen okulda kalacaksın, sonra okul vakti bitince yine seni almaya gelecek".
Elif'den cevap ise şöyle; "Hayıyyy dedem götürmesin, ben kendim giderim okula."
Yarın neler olacak çok merak ediyorum.
Bazı insanların yaşadığı gibi beni yanından ayırmayacak, ağlayacak mı ; yoksa "sen git" diyerek sınıfa girdiği  anda beni unutacak mı?
Bakalım bizi yarın neler bekliyor....
Çok merak ediyorum .
Ve çok heyecanlıym.Sanki benim ilk okul günüm olacakmış gibi :)

7 Eylül 2010 Salı

Nehir'e veda...

Nehir bugün Türkiye'ye dönüyor.
Ama istemediğimiz ve ummadığımız bir şekilde ...
Anne olmak böyle durumlarda çok zor.
Hepimiz benimsemiştik O'nun iyileşeceğini.
Ama aniden veda etti Nehir.

Allah ailesine sabır versin...
Çok zor bir durum.Kelimeler yetersiz.....

1 Eylül 2010 Çarşamba

Sonunda geldim buraya.

Uzuuuuuuuun zamandır taşınamamıştım.
Sonunda geldim buraya.Tam olarak sayfa düzenlemelerimi yapamamış olsam da dayanamadım artık.
Eski bloğumdaki yazılara da göz atmak isterseniz yan taraftaki Elif'ciğin resmine tıklamanız yeterli.