28 Mart 2012 Çarşamba
Sonunda gördükkkk :)
Twitter ve Facebook'da ekli olan bazı blogcu arkadaşlarım öğrendiler Cuma günü.
Bilmeyenler için diyorum ki ben, kızıma bir ERKEK kardeş geliyor :)
Elif'cik ilk duyduğu an biraz bozuldu, fakat biraz damardan girip konuşarak hallettik gibi şimdilik :)
Ben kız hissetiğim için çevremdeki herkes de o şekilde kabullenmiş sanırım, birçok kişi erkek olduğunu duyunca şaşırdı. :)
Hatta biz hiç erkek ismi bile düşünmemiştik.
Artık yavaş yavaş araştırmaya giriyoruz :)
Ayrıca dün itibariyle de küçük beyin tekmelerini hissetmeye başladım artık.
5 yıl sonra bu duyguyu tekrar yaşamak çok güzel bir duygu.
Allah herkese bu duyguyu yaşamayı nasip etsin inşallah...
23 Mart 2012 Cuma
Mutluluk....
Mutluluk;
Stresli, yorucu bir günün ardından eve geldiğinde, örgüsü açılmış saçlarını, evin içinde savura savura dönen bir kuzuyu izlemektir.....
Mutlu mutlu haftasonları..........
19 Mart 2012 Pazartesi
Örmek rahatlatıyordu hani?
Örmek rahatlatıyordu, kafasını boşaltıyordu insanın, terapi gibiydi hani?
Genelde duyduğum buydu benim.
Hem o duyduklarıma dayanarak , hemde sabah içimde oluşan burukluğu atmak için geçtim başına...
Olayın aslı şöyle başladı;
Geçen gün sabah uyandığında giyinip saçını bağlamaya çalışırken ağlamaya başladı.
Noldu, neden ağlıyosun, saçını yapamadığın içinse gel ben bağlayayım dememe rağmen , söylemedi neden ağladığını.
Servisi kaçırmamak için evden çıkmak zorundaydım, o an pek ilgilenemedim kendisiyle.
İşyerine vardıktan sonra da eşimi aradım, problemi çözdünüz mü neden ağlıyormuş diye sormak için.
"Söylemedi ama saçı ile ilgiliydi sanırım, zaten en çok da buna üzülüyorum, yavrum her sabah kendisi tarayıp bağlıyor saçını" dedi.
Onu söylediği an içime koccaaa bi öküz oturdu..
Kızımın saçını evde olan anneler gibi, her gün farklı şekillerde öremediğim, O'nun istediği şekilde bağlayamadığım için ve yine her zaman bu tür durumlarda olduğu gibi çalıştığım için üzüldüm...
O yüzdendir ki, o sabah içime oturan öküzü defetmek için, akşam eve gider gitmez oturdum Elif'in saçının başınaaa...
Başladım ince incee, teeek teeeek örmeye....
İlk 10 dk. kadar ikimiz de çok iyiydik.
İlerleyen dakikalarda , aslında bir tutam olan saçı, ördükçe gözüme ne kadar çok gür ve uzun geldi ki anlatamam.
Sanki ördükçe çoğaldılar, ördükçe uzadılar....
Sırtımın, boynumun ağrısı da cabası.
Artık sonlara yaklaştıkça bende sıkıldım, O da sıkıldı.
Öfledi, püfledi."Anneeee bitmedi mi daha?" diye sormaya başladı.
Neyse ki başarıyla bitirdik.
Sonuç : O mutlu, ben mutlu :)
Ama bidaha başına oturma cesaretini gösterebilirmiyim bilemiyorum.
Kendini rahatlatmaya çalışan iç ses :
1-Ama ben onlardan önce evden çıkmak zorundayım ve benim evden çıkmama yakın uyandığı için de, giyinip, saçını tarayıp, bağlayacak vaktim kalmıyor.
2-Zaten bağlamaya ya da taramaya kalksam yaptırmıyor.
Genelde duyduğum buydu benim.
Hem o duyduklarıma dayanarak , hemde sabah içimde oluşan burukluğu atmak için geçtim başına...
Olayın aslı şöyle başladı;
Geçen gün sabah uyandığında giyinip saçını bağlamaya çalışırken ağlamaya başladı.
Noldu, neden ağlıyosun, saçını yapamadığın içinse gel ben bağlayayım dememe rağmen , söylemedi neden ağladığını.
Servisi kaçırmamak için evden çıkmak zorundaydım, o an pek ilgilenemedim kendisiyle.
İşyerine vardıktan sonra da eşimi aradım, problemi çözdünüz mü neden ağlıyormuş diye sormak için.
"Söylemedi ama saçı ile ilgiliydi sanırım, zaten en çok da buna üzülüyorum, yavrum her sabah kendisi tarayıp bağlıyor saçını" dedi.
Onu söylediği an içime koccaaa bi öküz oturdu..
Kızımın saçını evde olan anneler gibi, her gün farklı şekillerde öremediğim, O'nun istediği şekilde bağlayamadığım için ve yine her zaman bu tür durumlarda olduğu gibi çalıştığım için üzüldüm...
O yüzdendir ki, o sabah içime oturan öküzü defetmek için, akşam eve gider gitmez oturdum Elif'in saçının başınaaa...
Başladım ince incee, teeek teeeek örmeye....
İlk 10 dk. kadar ikimiz de çok iyiydik.
İlerleyen dakikalarda , aslında bir tutam olan saçı, ördükçe gözüme ne kadar çok gür ve uzun geldi ki anlatamam.
Sanki ördükçe çoğaldılar, ördükçe uzadılar....
Sırtımın, boynumun ağrısı da cabası.
Artık sonlara yaklaştıkça bende sıkıldım, O da sıkıldı.
Öfledi, püfledi."Anneeee bitmedi mi daha?" diye sormaya başladı.
Neyse ki başarıyla bitirdik.
Sonuç : O mutlu, ben mutlu :)
Ama bidaha başına oturma cesaretini gösterebilirmiyim bilemiyorum.
1-Ama ben onlardan önce evden çıkmak zorundayım ve benim evden çıkmama yakın uyandığı için de, giyinip, saçını tarayıp, bağlayacak vaktim kalmıyor.
2-Zaten bağlamaya ya da taramaya kalksam yaptırmıyor.
8 Mart 2012 Perşembe
....
Yemek sonrası da, ne zamandır gitmek isteyip yer bulamadığımız, yer bulamadıkça daha da merak ettğimiz "FETİH 1453" filmine gittik.
Birçok eleştiri duyduk, kimisi beğenmedi, kimisi çok beğendi....
Biz beğendik.
Uzaltılmış , bazı yerlerde abartılmış bölümleri de vardı evet ama, duygusal yönleri beni daha çok etkiledi.
Hormonlarıma veriyorum bunu, gerçi hep duygusalım ben ama ....
En azından saçma sapan bir film değil.
Gidilebilir...
Gidilmeli hatta...
Biz haftaya, benim ailem ve eşimin ailesini de alarak tekrar gitmek istiyoruz hatta...
Aslında çocukların da görmesi gereken bir film.Fakat, kopan kolların, bacakların görüntüleri olduğu için sakıncalı olabilir.
Hayırlı cumalar ve iyi haftasonları........
Not:Biliyorum fotoğraf alakasız ama dün akşam kızım babannesinde kaldığı için çok özledim O'nu.O yüzden işyerindeki bilgisayarımda bulduğum bir resmini koydum :)
1 Mart 2012 Perşembe
13. haftayı bitirirken.....
Bugün 13. haftamızı bitirdik.
İlk dönemlerde oluşan mide bulantıları artık azaldı.
Rahatça yemek yiyebiliyorum .
Başta bulantılardan dolayı verdiğim 1,5 kg yi geri alıp, üzerine 1 kg daha aldım.
Ama henüz uyku problemimi çözemedim.Sürekli uyuma isteği ve halsizlik de halen devam etmekte.
Hatta bu durumdan bezmiş olan kocam "Offf!... Allahım ben 3 tane çocuğa nasıl bakıcam " dedi geçen gün akşam yine ben uyumamak için gözlerimi zar zor açık tutmaya çalışırken.
Bu cumartesi günü dr. kontrolümüz var, umarım herşey normal gidiyordur.
Belki bu gittiğimizde cinsiyetini de öğrenebiliriz, ama bizim doktorumuz biraz garantici, hemen söylemiyor.
Etraftan aldığım tahminlere göre erkek olma olasılığı % 80.
Tahmin şekilleri ise şöyle;
-1. hamileliğimde hiç mide bulantısı yaşamamış olmam, şimdiki hamileliğimde çokça mide bulantısı yaşayışım, "Hmmm o zaman kesin erkek bu" demesine sebep oluyor birçok kişinin.
-İlk hamileliğimde erken çıkmış olan karnımın, şimdikinde hala hiççççç çıkmamış olması.
-Birde söylenenlere göre, güzelleşmişim ...Erkek çocukları anneye güzellik katarmış.Kız çocukları ise annelerinin güzelliğini alırlarmış :)
Aslında aynıyım ben, kendimde değişen bi fark görmüyorum.
Hala güzelim yani :)
Neyse bunu ben değil , başkaları söylesin en iyisi ,kendimi övmeyi kendime yakıştıramam çünkü, ayrıca kendini öven bir insan kadar sevmediğim birşey yok. :)
Elifcik ise kardeşinin kız olmasından yana.
Sebebini sorduğumda, "Amaaaaan anne kız olursa ev işlerinde bize yardım eder, erkek olursa hep evi dağıtır" cevabını aldım.
Hani duyanda, çocuğa benim hergün temizlik yaptırdğımı düşünür.
Bunu ben daha önce niye düşünmedim kiiii? Elif kadar ileriyi görememişim ben.
Şaka şakaaaa. :)
Neyse sağlık olsun, sağlıklı olsun, bizim için o daha önemli şu an...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)