Sayfalar

25 Nisan 2011 Pazartesi

23 Nisan....Çokkk çocukluğuma döndürdün bugün beni :(

23 Nisan....
O gün çok keyifliydik biz SAAT 18:50'YE KADAR..

Sabah erkenden kalkıp stadyuma gittik 23 Nisan gösterilerini izlemeye.
Kızımı izlerken kendi çocukluğum geldi aklıma.
Sabahın köründe giydiğim o güzel kıyafetler, ponponlu çoraplar (nedense her 23 Nisan'da illa ki giyilirdi onlar)...
Babamın bana stadyumda , uçan balon, pamuk şeker aldığı...
Stadyumdaki gösteriler bittikten sonra , daha sonra da okuldaki gösteriye gittik.Ama okuldakine yetişmedik...
Okuldan sonra da alışveriş merkezine, çok istediği için, en sevdiği iki arkadaşını davet ettik oraya.
Onlarla birlikte yemek, dondurma, park, oyun derken, hadi herkes evine artık planları yaparken ayrılmak istemediler yine birbirlerinden.
Bu defa arkadaşları bizi evlerine akşam yemeğine davet etti.
Biz yemek hazırlarken eşlerimiz geldi.
Ve....
Eşim gelir gelmez, biraz önce dedemin vefat ettiği haberini verdiğinde, sanki hiç beklenmeyen bir durummuş gibi sadece "ciddi misin, gerçek mi ?" diye sordum.
Aslında "bekliyorduk" derler ya hani, öyleydi.
Çünkü 92! yaşına gelmişti ve son bir aydır iyice hastalanmıştı ve yataktan kalkamaz hale gelmişti.
Dün sonnn defa baktım yüzüne...
Dün bir ara herkes dışardayken odaya girdiğimde, o bomboş odanın fotoğraflarını çektim....
Ve duvarda asılı olan resmini....
Çocukluğumdaki, bütün ailenin toplandığı, amcalar, halalar ve torunların olduğuı o kalabalık bayram sabahlarındaki dedem geldi aklıma...
Biz küçükken oturduğu koltuğun altındaki tahta valizi gördüm dün, bizim içini çok merak edipte, bize içini hiç göstermediği...
O yoktu ya....
Benim bakmama engel olacak kimsede yoktu.
Belki bu yüzden, belki de izinsiz olacağı için...
İçimden hiç bakmak gelmedi...
  
O'ndan tek kalan hatıra bana yıllar önce vermiş olduğu çokkk eski bir radyo....Evimde....

Bu pazar günü O'nu görmeye gitmeyi aklımdan geçirirken , cenazesine gittim.

Kızımı her gördüğünde söylediği ilk şey; Elif dedim Be dedim, kız ben sana ne dedim" di.

İnsan kendi yakınına ölümü yakıştıramıyor hiç.
"Başınız sağolsun" kelimesini bir başkasına söylemek veya bir başkasından duymak çok acı.

Allah rahmet eylesin Dedecim...

22 Nisan 2011 Cuma

Bu yazdıklarım olurmu acaba bi gün?

Birşeyler yapmak istiyorum bende.
Mesela ;
Stil direktörü gibi her konuda becerikli olmak ,
Lacheen gibi dikiş dikebilmek , 
Bilun gibi taç, toka , broşlar yapabilmek ,
Meripoint gibi kızıma bende amigurumi oyuncaklar yapabilmek ,
Defneyle yaşamak gibi süperrr fotoğraflar çekebilmek ,
Prima rima gibi özel günler için parti, düğün vs.. ürünleri yapabilmek ,
Hayattuvalolunca gibi bollllllllllll kitap okuyabilmek ,
ve daha takip ettiğim birçok blogcular gibi butik pasta -kurabiye yapmak , keçeden birşeyler yapmak ....ve daha birsürü şey...

Her gördüğüne atlayan günümdeyim yine , iki damla güneş gördüm ya tepemde , birşeyler yapma isteklerim depreşti yine...

Ne çok şey istiyormuşum ben!

Çok özendirici bu blog dünyası beeaa.

Ama bende de özenmekten başka bi halt yok.Özenip özenip oturuyorum. Becerikli olmak isterdim hepsi kadar....
Hatta abartıyorum pasajım bile olsun isterdim.
Hatta iyice abartıyorum, hem çalışıp,  hem de arta kalan zamanımda bütün bu isediklerimi yaparak pasajım olsun istiyorum!
İnanılmazzzz!!!!!....

21 Nisan 2011 Perşembe

Ağlamaların sebebini bulduk :) ....

Sabah uyanır uyanmaz yaptığı huysuzluklarla, bana can sıkıntısı yaşatarak günümün keyifli geçmesine engel oldu yine.
Akşam eve gidince sabah yaptıklarının doğru olup olmadığı ile ilgili konuştuk biraz.
Sabah sabah huysuzlanmanın ne alemi var diye sorduğumda aldığım cevap ise;
 "Iıııı bana nazar değmiş olabilir mi anne? o yüzden ağladım sanırım!"

Evet evet kesin nazar değmiş sana kızım, yoksa hiç ağlamazdın sen sabahları!!!
Nazar değmiş-miş!!! Kimi kandırıyosun sen ufaklık? :)



14 Nisan 2011 Perşembe

Biz de yaptık Terrarium :)

Sonunda biz de yaptık Terrarium.
İhityacımız olan malzemeler;
Cam fanus, mangal kömürü, çakıl taşı, yosun, bitki.


Çakıltaşlarını cam fanusun dibine yerleştirdik.Sonra da üzerine mangal kömürü, toprak ve bitkiyi yerleştirdikten sonra kenarlarına yosunları koyuyoruz.Bu kadar.

Sadece haftada 1-2 damla su vermek yeterli oluyor.

11 Nisan 2011 Pazartesi

O mu psikologluk? ben mi? anlamadım!

Hergün sabah ağlıyor.
Akşamdan, okula giderken giyeceği kıyafeti KENDİSİ hazırlıyor, sabah uyanınca beğenmeyip "ben bunu giymiiicem" diye ağlıyor.
Saçını bağlıyorum, beğenmiyor...
Toka seçiyorum beğenmiyor...
Kendin seç dediğimde ağlıyor.
Çok mu sevgi ve ilgi gösterdiğimizden oldu anlamadım.
Bırakalım diyoruz kendi haline nasıl giderse gitsin okula.
Ama karışmadan da edemiyorum(z)!
Yılsonunda yapacakları gösteri için okuldaki bale çalışmalarına katılmıyor.
Öğretmeni söyledi, katılmak istemiyormuş.
Kenarda durup izliyormuş sadece.
Ama dün markette, gösteride oynadıkları şarkı çıkınca gördüklerini aynen uyguladı.
Görerek kapmış demekki bişeyler.
Biz hala umutluyuz katılmak istemiyorum dese de, gösteri günü belki bi umut yanımızda değil de karşımızda görürüz kızımızı :)

Bu dönem ne zaman biter bilmiyorum, ama en kısa zamanda bitmesini diliyorum.